Veri tabanı incelme çalışması
Aşağıdaki grafikte Almanya, Hollanda, Japonya,Brezilya,İsveç ve Türkiye'nin karasal ve deniz koruma alanlarının veri tabanını görmekteyiz.
Karasal korunan alanlar, ulusal makamlar tarafından sınırlı kamu erişimine sahip bilimsel rezervler, milli parklar, doğal anıtlar, doğa rezervleri veya vahşi yaşam koruma alanları, korunan manzaralar ve esas olarak sürdürülebilir kullanım. Deniz koruma alanları, kapalı ortamın bir kısmını veya tamamını korumak için yasa veya diğer etkili araçlarla ayrılmış olan intertidal veya subtidal arazinin - ve bunun üstündeki su ile ilişkili flora ve fauna ile tarihi ve kültürel özelliklerin alanlarıdır. Yerel veya eyalet kanunları kapsamında korunan siteler hariç tutulur. Grafiğe baktığımızda ülkelerin yüzdelik olarak karasal ve deniz koruma alanlarını görüyoruz.2016-2018 yılları arasındaki verilerine göre Almanya en çok korumayı yapan onu takip eden Brezilya, Hollanda,İsveç,Japonya ve en düşük yüzde ile Türkiye. Ülkelerin 2016 yılından sonra yüzdelerinde bir artışa geçildiği görünüyor ancak 2017 yılı itibari ile ülkeler duraksamaya geçmiştir.Deniz ve karsal koruma alanları korumada düşüşe geçilmemiş ama duraksa yaşanmıştır.
Yukarıda dünya haritasında 6 ülkeye yer vermiş olsak da dünya genelinde nüfusun artması, kentleşme ve sanayileşmenin etkisiyle yaşam alanlarının daralması sonucu, korunan alanlar üzerinde olumsuz yönde bir baskı söz konusudur. Araştırma ve göstergeler, gelişmiş ülkelerde korunan alanların sayısının arttırılması ile bu alanlarda çevre bilincine verilen önem düzeyinde fark edilir bir artış olduğunu göstermektedir.Türkiye’ye bakacak olursak korunan alanlara yönelik çevre bilincinin henüz gelişme aşamasında olduğu, sanayileşme ve kentleşme baskısının korunan alanlar açısından etkilerinin detaylı irdelenmesinin gerektiği, mevzuat aykırılıklarından kaynaklanan sorunların giderilerek bu yönde uygulanan politika kararlarının gözden geçirilmesinin gerekiyor.
Yukarıda görüldüğü üzere Almanya 2018 yılı itibariyle % 38,788'lik bir alanı koruyor.Brezilya % 28,578'lik, Hollanda % 21,21'lik, İsveç % 14,967'lik, Japonya % 10,026'lik ,Türkiye ise % 0.191'lik karasal ve deniz alanını korumaktadır. Konut ve ticari ve kamu hizmetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonları:Toplam Yakıt Yakma Yüzdesi CO2 emisyonları diğer sektörlere daha az konut ve ticari ve kamu hizmetlerinin içerir gelen emisyonları ticari / kurumsal faaliyetler, konut, tarım / ormancılık, balıkçılık ve başka yerde belirtilmeyen diğer emisyonlar 2014 yılında CO2 emisyonları: Türkiye için konutlar (%)% 15,2'dir. elektrik / / veya ısı üreten ticari / konut / tarım sektörlerindeki otoprodüktörlerin emisyonlarını içerir.
Aşağıdaki dünya haritasında konut ve ticari kamu hizmetlerinden kaynaklanan emisyonların yüzdesini incelediğimiz ülkeler olan Türkiye, İrlanda, Fransa ve Çin'e yüzdeler dair grafikler ve bilgiler bulunuyor
Aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere inşaat sektörü CO2 emisyonlarının% 30-50'sini oluşturur ve bu nedenle küresel ısınma üzerinde önemli etkileri vardır.Çin'in bina enerjisiyle ilgili CO2 emisyonları bir dönem hızla artsa da düşüşe geçmiştir; Yaşam standartlarındaki iyileşme, emisyon artışlarının önde gelen itici gücüdür, ancak enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve düşük karbonlu enerji yapısına dönüşüm nedeniyle önemi azalmaktadır. Türkiye CO2 emisyonları: konut binaları (%) son yıllarda önemli ölçüde dalgalanma gösterse de, 1965 - 2014 döneminde 2014 yılında% 15,2 ile düşme eğilimindedir. İrlanda'daki konut binaları ile ticari ve kamu hizmetlerinden (toplam yakıt yanmasının% 'si) CO2 emisyonlarının 2014 yılında % 22 olduğu gözüküyor. Macaristan'daki konut binaları ile ticari ve kamu hizmetlerinden CO2 emisyonları 2014 yılında % 22,592 olarak gözüküyor.
CO2 emisyonu ve gelir dağılımı ilişkisi
Küresel ekonomi özellikle son yıllarda güç kazandı. Dünya genelindeki kişi başına gelir şimdiye kadar görülmemiş bir hızla artmakta. “İnsan gelişiminde eşitsizlikler, iklim krizi ve teknolojik değişikliklerin gölgesine sığınarak yeni biçimlerini alıyor.” İklim değişikliğinden en çok etkilenenlerin bu soruna yol açan faaliyetlerde en az payı bulunan toplumlar olacak, bu yüzden adaptasyonun bütün insanlığın sorumluluğu haline geliyor.
Aşağıdaki dünya haritasına baktığımızda ortalama gayri safi yurt içi hasılat verilerini görüyoruz. Rusya ve Ukrayna'nın 22.711 € , Avrupa'nın 40.360 € , Asya'nın 15.966 € , Afrika'nın 25.669 € ,Sahra altı Afrika'nın 6.604 € , Okyanusya'nın 40.452 € , Kuzey Amerika'nın 62.081 € , Güney Amerika'nın ise 18.676 € 'luk gelirleri mevcuttur.
Yukarıda ki grafikte de bahsettiğim gelir dağılımı belli başlı ülkeler ve yine bölgeler olarak detaylıca gösterilmiştir.Şimdide bu verileri gelir gruplarına göre inceleyelim.
Gelir gruplarına göre CO2 emisyonu verileri
Bu grafikte CO2 emisyonunun yüksek gelirliler tarafından ne kadar oranda salgılandığını gösteriyor. CO2 emisyonu, atmosfere salınan karbonu ifade eder. CO2 emisyonunun artması demek, dünya ısısının artması ve birçok türün yok olması demektir .1960'lar dan 2014 yılına kadar yüksek gelir grubunda CO2 emisyonu giderek artış göstermiştir. CO2 emisyonunu artmasına Fosil yakıt tüketimi,kontrolsüz nüfus artışı,yeşil alanların azalması , bilinçsiz sanayileşme neden olur. Son verilere göre ise bu grupta CO2 emisyonu 12,939,717,412'dir.
Yukarıda ise düşük gelir grubunun CO2 emisyonlarını görmekteyiz ve yine rakamların yüksek gözüküyor. Ancak yine de yüksek gelir grubundan daha az emisyon salgılıyorlar. Bu grupta 196,277.45'lik bir rakama sahiptir.
Orta seviye gelir grubuna bakıldığında ise en yüksek oranı 21,011,743.317 ile burada görüyoruz. Aslında buradan C02 emisyonunun gelir dağılımı ile tam olarak doğrudan bağlantısı olduğunu söyleyemeyiz öyle olsaydı yüksek gelire sahip olanlar ilk sırada olurdu. Aslında bu konunun sebebi insan faaliyetleri sonucu oluşan karbondioksitin atmosfere yayılmasıdır ve insanların bilinçsizlikten kaynaklanmaktır.
Yukarıdaki grafikte yıllara göre gelirlerin rakamları verilmiştir.Almanya 2017 yılında 19 663 € ,Fransa 2016 yılında 17 050 € , Birleşik Krallık 2016'da 15 424 € , Amerika Birleşik Devletleri ise 2015 yılında 21 328 €'luk ortalama ücrete sahiptir.
Aşağıdaki grafikte Almanya, Hollanda, Japonya,Brezilya,İsveç ve Türkiye'nin karasal ve deniz koruma alanlarının veri tabanını görmekteyiz.
Karasal korunan alanlar, ulusal makamlar tarafından sınırlı kamu erişimine sahip bilimsel rezervler, milli parklar, doğal anıtlar, doğa rezervleri veya vahşi yaşam koruma alanları, korunan manzaralar ve esas olarak sürdürülebilir kullanım. Deniz koruma alanları, kapalı ortamın bir kısmını veya tamamını korumak için yasa veya diğer etkili araçlarla ayrılmış olan intertidal veya subtidal arazinin - ve bunun üstündeki su ile ilişkili flora ve fauna ile tarihi ve kültürel özelliklerin alanlarıdır. Yerel veya eyalet kanunları kapsamında korunan siteler hariç tutulur. Grafiğe baktığımızda ülkelerin yüzdelik olarak karasal ve deniz koruma alanlarını görüyoruz.2016-2018 yılları arasındaki verilerine göre Almanya en çok korumayı yapan onu takip eden Brezilya, Hollanda,İsveç,Japonya ve en düşük yüzde ile Türkiye. Ülkelerin 2016 yılından sonra yüzdelerinde bir artışa geçildiği görünüyor ancak 2017 yılı itibari ile ülkeler duraksamaya geçmiştir.Deniz ve karsal koruma alanları korumada düşüşe geçilmemiş ama duraksa yaşanmıştır.
Yukarıda dünya haritasında 6 ülkeye yer vermiş olsak da dünya genelinde nüfusun artması, kentleşme ve sanayileşmenin etkisiyle yaşam alanlarının daralması sonucu, korunan alanlar üzerinde olumsuz yönde bir baskı söz konusudur. Araştırma ve göstergeler, gelişmiş ülkelerde korunan alanların sayısının arttırılması ile bu alanlarda çevre bilincine verilen önem düzeyinde fark edilir bir artış olduğunu göstermektedir.Türkiye’ye bakacak olursak korunan alanlara yönelik çevre bilincinin henüz gelişme aşamasında olduğu, sanayileşme ve kentleşme baskısının korunan alanlar açısından etkilerinin detaylı irdelenmesinin gerektiği, mevzuat aykırılıklarından kaynaklanan sorunların giderilerek bu yönde uygulanan politika kararlarının gözden geçirilmesinin gerekiyor.
Yukarıda görüldüğü üzere Almanya 2018 yılı itibariyle % 38,788'lik bir alanı koruyor.Brezilya % 28,578'lik, Hollanda % 21,21'lik, İsveç % 14,967'lik, Japonya % 10,026'lik ,Türkiye ise % 0.191'lik karasal ve deniz alanını korumaktadır. Konut ve ticari ve kamu hizmetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonları:Toplam Yakıt Yakma Yüzdesi CO2 emisyonları diğer sektörlere daha az konut ve ticari ve kamu hizmetlerinin içerir gelen emisyonları ticari / kurumsal faaliyetler, konut, tarım / ormancılık, balıkçılık ve başka yerde belirtilmeyen diğer emisyonlar 2014 yılında CO2 emisyonları: Türkiye için konutlar (%)% 15,2'dir. elektrik / / veya ısı üreten ticari / konut / tarım sektörlerindeki otoprodüktörlerin emisyonlarını içerir.
Aşağıdaki dünya haritasında konut ve ticari kamu hizmetlerinden kaynaklanan emisyonların yüzdesini incelediğimiz ülkeler olan Türkiye, İrlanda, Fransa ve Çin'e yüzdeler dair grafikler ve bilgiler bulunuyor
Aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere inşaat sektörü CO2 emisyonlarının% 30-50'sini oluşturur ve bu nedenle küresel ısınma üzerinde önemli etkileri vardır.Çin'in bina enerjisiyle ilgili CO2 emisyonları bir dönem hızla artsa da düşüşe geçmiştir; Yaşam standartlarındaki iyileşme, emisyon artışlarının önde gelen itici gücüdür, ancak enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve düşük karbonlu enerji yapısına dönüşüm nedeniyle önemi azalmaktadır. Türkiye CO2 emisyonları: konut binaları (%) son yıllarda önemli ölçüde dalgalanma gösterse de, 1965 - 2014 döneminde 2014 yılında% 15,2 ile düşme eğilimindedir. İrlanda'daki konut binaları ile ticari ve kamu hizmetlerinden (toplam yakıt yanmasının% 'si) CO2 emisyonlarının 2014 yılında % 22 olduğu gözüküyor. Macaristan'daki konut binaları ile ticari ve kamu hizmetlerinden CO2 emisyonları 2014 yılında % 22,592 olarak gözüküyor.
CO2 emisyonu ve gelir dağılımı ilişkisi
Küresel ekonomi özellikle son yıllarda güç kazandı. Dünya genelindeki kişi başına gelir şimdiye kadar görülmemiş bir hızla artmakta. “İnsan gelişiminde eşitsizlikler, iklim krizi ve teknolojik değişikliklerin gölgesine sığınarak yeni biçimlerini alıyor.” İklim değişikliğinden en çok etkilenenlerin bu soruna yol açan faaliyetlerde en az payı bulunan toplumlar olacak, bu yüzden adaptasyonun bütün insanlığın sorumluluğu haline geliyor.
Aşağıdaki dünya haritasına baktığımızda ortalama gayri safi yurt içi hasılat verilerini görüyoruz. Rusya ve Ukrayna'nın 22.711 € , Avrupa'nın 40.360 € , Asya'nın 15.966 € , Afrika'nın 25.669 € ,Sahra altı Afrika'nın 6.604 € , Okyanusya'nın 40.452 € , Kuzey Amerika'nın 62.081 € , Güney Amerika'nın ise 18.676 € 'luk gelirleri mevcuttur.
Yukarıda ki grafikte de bahsettiğim gelir dağılımı belli başlı ülkeler ve yine bölgeler olarak detaylıca gösterilmiştir.Şimdide bu verileri gelir gruplarına göre inceleyelim.
Gelir gruplarına göre CO2 emisyonu verileri
Bu grafikte CO2 emisyonunun yüksek gelirliler tarafından ne kadar oranda salgılandığını gösteriyor. CO2 emisyonu, atmosfere salınan karbonu ifade eder. CO2 emisyonunun artması demek, dünya ısısının artması ve birçok türün yok olması demektir .1960'lar dan 2014 yılına kadar yüksek gelir grubunda CO2 emisyonu giderek artış göstermiştir. CO2 emisyonunu artmasına Fosil yakıt tüketimi,kontrolsüz nüfus artışı,yeşil alanların azalması , bilinçsiz sanayileşme neden olur. Son verilere göre ise bu grupta CO2 emisyonu 12,939,717,412'dir.
Yukarıda ise düşük gelir grubunun CO2 emisyonlarını görmekteyiz ve yine rakamların yüksek gözüküyor. Ancak yine de yüksek gelir grubundan daha az emisyon salgılıyorlar. Bu grupta 196,277.45'lik bir rakama sahiptir.
Orta seviye gelir grubuna bakıldığında ise en yüksek oranı 21,011,743.317 ile burada görüyoruz. Aslında buradan C02 emisyonunun gelir dağılımı ile tam olarak doğrudan bağlantısı olduğunu söyleyemeyiz öyle olsaydı yüksek gelire sahip olanlar ilk sırada olurdu. Aslında bu konunun sebebi insan faaliyetleri sonucu oluşan karbondioksitin atmosfere yayılmasıdır ve insanların bilinçsizlikten kaynaklanmaktır.
CO2 Emisyonu En Fazla Olan Ülkeler
Fosil yakıt tüketimi ile CO2 emisyonuna etki eden ilk beş ülke Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Japonya.Türkiye, CO2 emisyonu en fazla olan ülkeler listesinde 18. sırada.
CO2 Emisyonu Nasıl Azaltılır?
Karbon salınımı konusunda en büyük görev, hükümetler ve şirketlere düşüyor; ama bizim de kişisel olarak yapabileceğimiz bazı şeyler var.Yeşil enerji ve yenilenebilir kaynaklara yönelebiliriz. A sınıfı ampuller ve beyaz eşyalar kullanabiliriz. CO2 emisyonu en az olan otomobilleri tercih edebiliriz.
Dünyada kişi başına ortalama düşen ücret
Haritada da görüldüğü üzere en kişi başına ortalama ücret düşen ülkeler görülmektedir.Bunlar Amerika Birleşik Devletleri,Almanya, Fransa,Çin ve Birleşik Krallıktır.Yukarıdaki grafikte yıllara göre gelirlerin rakamları verilmiştir.Almanya 2017 yılında 19 663 € ,Fransa 2016 yılında 17 050 € , Birleşik Krallık 2016'da 15 424 € , Amerika Birleşik Devletleri ise 2015 yılında 21 328 €'luk ortalama ücrete sahiptir.
Yorumlar
Yorum Gönder